Cinsellik, insan hayatının en temel, en doğal ve en çok yanlış anlaşılan yönlerinden biridir. Pek çok kişi için hâlâ tabu olan bu kavram; yalnızca cinsel birleşmeden ibaret değil, kişinin kimliğini, ilişkilerini, arzularını, duygusal yakınlıklarını ve hatta dünyayı algılayış biçimini şekillendiren çok boyutlu bir olgudur.
Bu yazıda “Cinsellik nedir?” sorusunun yanıtını hem bilimsel hem insani yönleriyle birlikte inceleyecek, cinselliğin ne olmadığını da ele alacağız.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), cinselliği şöyle tanımlar:
“Cinsellik; bireyin cinsiyeti, cinsel yönelimi, cinsel kimliği, arzuları, haz alma biçimi, duygusal yakınlıkları ve üremeyle ilgili yönlerini kapsayan bir yaşam boyu süren süreçtir.”
Yani cinsellik; bedensel arzuların ötesinde, kişisel kimliğin bir parçasıdır.
Cinsellik; hormonlar, üreme organları, sinir sistemi ve fizyolojik tepkilerle ilgilidir. Ergenlikle birlikte cinsellik bedende belirgin şekilde hissedilir.
Kişinin kendini cinsel anlamda nasıl algıladığı, ne tür arzular geliştirdiği, nelerden haz aldığı bu boyutta belirlenir.
Cinsellik, yalnızca cinsel doyumla ilgili değil, aynı zamanda yakınlık, sevgi ve güven ilişkisiyle de yakından bağlantılıdır.
Toplumların cinselliğe yüklediği anlam, bireyin cinselliği yaşama biçimini doğrudan etkiler. Kimi toplumda bastırılırken, kimisinde daha özgür biçimde ifade edilebilir.
Cinsel kimlik, bireyin kendini kadın, erkek, non-binary vb. olarak tanımlamasıyla ilgilidir. Bu, cinsellikten ayrı gibi görünse de aslında birbiriyle iç içe geçen yapılar oluşturur.
Bu üç kavram, cinsellik tartışmalarında karıştırılsa da farklı alanları ifade eder.
Cinselliği sağlıklı şekilde yaşamak, kişinin kendi sınırlarını bilmesi ve başkalarının sınırlarına saygı göstermesiyle mümkündür. İşte sağlıklı bir cinsel yaşantının temel ilkeleri:
Cinsellik yalnızca gençlere, çiftlere ya da “beden normlarına uyanlara” ait değildir. Engelli bireyler, yaşlılar, yalnız yaşayanlar, LGBTİ+ bireyler… Herkesin cinselliği yaşama, ifade etme ve keşfetme hakkı vardır. Toplumda bu hakkın kabul görmesi, sağlıklı bireyler ve sağlıklı ilişkiler için elzemdir.
Türkiye gibi toplumlarda cinsellik hâlâ tabu olarak görüldüğü için birçok kişi eksik, yanlış ya da kulaktan dolma bilgilerle cinselliğe dair algı geliştiriyor. Bu da:
Doğru cinsel eğitim, çocuklukta başlamalı ve yaşa uygun bilgilerle sürdürülebilir hale gelmelidir.
“Cinsellik nedir?” sorusunun yanıtı; yalnızca yatak odasında değil, aynada kendinize nasıl baktığınızda, partnerinize nasıl dokunduğunuzda, sınırlarınızı nasıl koyduğunuzda ve hazza nasıl yaklaştığınızda saklıdır.
Cinsellik suç değildir. Bilgidir, sevgidir, temastır, hazdır ve kendini tanımaktır. Doğru yaşandığında ise sadece bedene değil, kalbe ve zihne de iyi gelir.